Bir terapist, insanların hayatta en çok istediği 9 şeyi paylaşıyor: ‘Diğer her şeyi unutun’

Aşk soyut olabileceği gibi somut da olabilir. Sarılmak eylemi olabilir. “Seni seviyorum” sözlerini söylemek. Ya da kelimeleri söylememek ama hissedildiğini bilmek. Ortaya çıkıp insanları rahatlatmakla ilgili. Ya da bize yardım etmelerine izin vermek.

Ama sevgi dolu ilişkilerimiz olduğunda bile, ona o kadar aşina olabiliriz ki fark etmeyi unutabiliriz. Biraz büyü ve sevgiye izin verin. Küçük olan hala önemli olabilir.

İnsanların bizim hakkımızdaki görüşleri, nasıl görünmek istediğimizle çatıştığında, kendimizi yabancılaşmış ve izole edilmiş hissederiz. Ama başkaları tarafından anlaşılmak için önce kendimizi anlamalıyız.

İmzanızı, hem içsel olarak sizi siz yapan hem de dünyaya gösterdiğiniz işareti düşünün. Nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, bir devamlılık zinciri vardır.

Kendin olmanın ne demek olduğunu düşünmeyi asla bırakma. Bu ömür boyu sürecek bir arayış.

Güç arzusunun güzel ve hayatı zenginleştirdiği zamanlar vardır. Ancak güce olan özlemimiz ömür boyu sürecek bir eksikliği telafi etme girişimi olduğunda, şişkin zafer vizyonları ile çökmekte olan umutsuzluk arasında zikzaklar çizebiliriz.

Esnekliği ve ılımlılığı benimseyin. Güç, başkaları üzerinde kontrol sağlamakla ilgili değildir; özgünlük ve otorite ile ilgilidir. Gücünüze adım atmak, yetişkinliğe sahip çıkma ve seçimlerinizin sorumluluğunu alma yolunuz olabilir.

Derin bir keşif anında bir kişi bana “Çok, çok uzun zamandır çocuklarımın gözlerine bakmadım” dedi. “Hayata o kadar kızdım ki, yarattığım bu güzel yaratığı fark etmeyi unuttum.”

Çocuklarını giderek daha fazla fark etmek, daha az yaralı hissetmesine yardımcı oldu. Onlarla derin ve uyumlu bir şekilde ilgilenmek onun için bir şeyleri iyileştirdi. Gerçekten görerek, daha az yoksun hissetti.

Daha tatmin olmuş hissetmek için, sevdiğiniz biri için önemli olan bir etkinliğe veya konuya konsantre olun.

Bir genç için özgürlük, sokağa çıkma yasağı olmaması anlamına gelebilir. Bir yetişkin için bu, kendi çalışma saatlerinizi ayarlamak anlamına gelebilir.

Kendinize ne tür bir özgürlük istediğinizi sorun. 20 yaşındayken peşinden koştuğumuz özgürlük, 60 yaşında sahip olduğumuz özgürlükle aynı olmayabilir. Taahhütlerinizin şartlarını ve koşullarını ayarlayın.

Israr ederseniz, sadece gözlemleyerek ve merak ederek her gün yaratıcı anlar yaşayabilirsiniz.

Kendinizi kusurlu bir şekilde ifade edin. Bir sorunla ilgili bakış açınızı değiştirin. Yeni bir şey alın ve kişisel bir şey bırakın. Taze bir şey deneyimleyin.

Bazen kendinizi yabancılaşmış ve çelişkili hissedebilirsiniz. Ama olduğun gibi olmanın rahatlığını yaşarsan, ait olmamayı daha kolay, hatta bazen keyifle yaşayabilirsin.

Bu, olduğunuz her şeyde, hatta garip, beceriksiz, garip anlarda bile – özellikle o anlarda – güvende olmakla ilgilidir! Sadece uyum sağlamaya çalışıyorsanız, gerçekten ait olmayı kaçırırsınız.

“Kendimden memnunum. Harika yaptım. Iyi yaptım. Bunu yapmakta yetenekli olduğumu görüyorum ve mükemmel bir iş çıkardım” dedi.

“Kazanmanın” sizin için ne anlama geldiğini düşünün. Tanım değişir ve kurallar değişir. Ne kadar küçük olursa olsun başarılarınızı onurlandırın.